Diyarbakır annelerinin evlat nöbeti kararlılıkla sürüyor

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi kararlılıkla sürüyor.İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır Valisi Ali İhsan Su, ülkenin farklı bölgelerinden sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile evlatları için eylem yaptıkları Muş'tan, Hakkari'den, Şırnak'tan ve Van'dan gelen aileler, oturma eylemini sürdüren anne ve babaları HDP Diyarbakır il binası önünde ziyaret etti. Annelerin yaz kış, yağmur çamur, salgın demeden kararlılıkla sürdürdüğü oturma eylemine yönelik sinevizyon gösterimi yapıldı. Ellerinde "Örgütü anneler çökertecek", "Artık yeter söz annelerin", "Bölücüler 1000'e bölünecek", "Sen 1000 yaşa anne", "Analarla biriz analarla beraberiz", "Umutlar 1000 oluyor, terör yok oluyor" yazılı pankartlar taşıyan aileler, "Türk, Kürt kardeştir, HDP kalleştir" ve "Kahrolsun PKK" sloganları attı. Bazı aileler evlatları için ağıt yaktı, gözyaşı döktü.

Diyarbakır annelerinin evlat nöbeti kararlılıkla sürüyor
04 Haziran 2022 - 08:08 - Güncelleme: 04 Haziran 2022 - 11:21
Diyarbakır annelerinin evlat nöbeti kararlılıkla sürüyor
Giriş Tarihi: 3.6.2022  18:59 Son Güncelleme: 4.6.2022  07:41
Dağa kaçırılan çocukları için HDP il binası önünde oturma eylemi yapan Diyarbakır anneleri, evlat nöbetine kararlılıkla devam ediyor.

Diyarbakır annelerinin evlat nöbeti kararlılıkla sürüyorFotoğraf: Ahmet Kaplan/AA

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 1005'inci gününde sürüyor.

Hakkari'den 16 yaşında dağa kaçırılan oğlu Rojhat için eyleme katılan anne Necibe Çifçi, bir evladının PKK tarafından öldürüldüğünü diğerinin de dağa kaçırıldığını söyledi.

Her iki evladının acısıyla 1005 gündür HDP İl Başkanlığı binası önünde evlat nöbetinde olduğunu belirten Çifçi, "Evlatlarımızı HDP ve PKK'dan istiyoruz. Onlardan para, mal, mülk istemiyoruz. Yeter artık kirli ellerini evlatlarımızın üstünden çeksinler. Binlerce yıl geçse de evladımı onlardan söke söke alacağım. Evladımı almadan buradan gitmeyeceğim." dedi.

Çifçi, oğluna güvenlik güçlerine teslim olması çağrısında bulundu.

Oğlu Fatih için eylem yapan baba Abdullah Demir de evladı için 3 yıla yakın bir süredir eylemde olduğunu anlattı.

Kaçırıldığı günden bu yana evladının peşini bırakmadığını dile getiren Demir, "Evladımı almadan buradan kalkmayacağım. Sonuna kadar direneceğiz. Evladıma bir sarılsam bana yeter. Allah rızası için gelin bize destek verin. Bütün dünyaya sesleniyorum, derdimize derman olun, bize dua edin." ifadesini kullandı.

Demir, terör örgütünden kaçan 35 evladın ailesine kavuştuğunu ve bu sevinci kendisinin de yaşamak istediğini aktardı.

Adana'da 12 yıl önce 17 yaşında dağa kaçırılan kızı Suzan için gelen baba Ahmet İpek ise bütün aile perişan olduklarını anlatarak "Çocuğumun gelmesini istiyorum. Kızımı bıraksınlar." dedi.

Diyarbakır annelerinin evlat nöbeti 1000'inci gününe giriyor

Dağa kaçırılan evlatlarına kavuşmak için anneler tarafından 3 Eylül 2019'da HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde başlatılan ve ardından birçok il ile yurt dışına yayılan eylem sayesinde 35 aile evladına kavuştu.

Ahmet Kaplan   |28.05.2022
Diyarbakır annelerinin evlat nöbeti 1000'inci gününe giriyor Fotoğraf: Ömer Yasin Ergin/AA
Diyarbakır

Diyarbakır annelerinin evlat nöbeti 1000'inci gününe giriyor

Diyarbakır annelerinin dağa kaçırılan evlatları için HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binası önünde 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 1000. gününe giriyor.

Oğlunun HDP'liler aracılığıyla dağa kaçırıldığını iddia eden anne Hacire Akar, HDP İl Başkanlığı binası önünde 22 Ağustos 2019'da oturma eylemi başlattı. Akar, oğlunu teröre kurban vermemek için başlattığı kararlı mücadele sayesinde 24 Ağustos 2019'da evladına kavuştu.

Anne Akar'ın eylemi örnek oldu

Hacire Akar gibi aynı acıları yaşayan ve bu mücadeleyi örnek alan bazı anneler, 3 Eylül 2019'da HDP İl Başkanlığı önünde evlat nöbeti başlattı.

Diyarbakır annelerinin evlat nöbeti

Evlatlarını terörün pençesinden kurtarmak isteyen ve yurdun dört bir yanından gelen diğer ailelerin de katılımıyla sayı her geçen gün artarak 299'a ulaştı.

İlk günden itibaren evlatlarına kavuşmak için sürdürdükleri kararlı duruşlarıyla HDP il binası önünden ayrılmayan anne ve babalar, yazın sıcağında, kışın soğuğunda eylemlerine ara vermeden devam etti. Kimi aileler il binasının önünü boş bırakmamak için eşleriyle dönüşümlü eylemi sürdürdü.

Aileler, tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını döneminde bile gerekli tedbirleri alıp eylemlerinden vazgeçmedi. Geride kalan yaklaşık 3 yılda annelerinin kucağındaki çocuklar, ağabeyleri ve ablaları için yeni yaşlarına eylem çadırında girdi.

35 aile evladına kavuştu

Eylemle 35 aile, terörün pençesinden kurtardıkları evlatlarına kavuşmanın sevincini yaşadı. Anne ve babalarının "geri dön" çağrısına kayıtsız kalmayıp örgütten kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan çocukları gören diğer aileler, eylemlerinde daha kararlı hale geldi.

Evlatlarına kavuşan aileleri gören diğer anne ve babalar sevinci ve hüznü bir arada yaşadı. Aileler, terör örgütünden kaçıp gelen her çocuğa, kendi evladı gelmiş gibi sevindi, kendi çocuğuna sarılmadıkları için de gözyaşı döktü.

Kararlı duruşları HDP'ye kepenk indirtti

Annelerin kararlı duruşu, HDP'ye kepenk kapattırdı. Ailelerin acılarıyla yüzleşmek istemeyen HDP'liler, çareyi bir süre kepenklerini kapatmakta buldu. HDP, daha sonra il binasında yaptığı faaliyetleri ilçe binalarında sürdürdü.

Terör örgütü yandaşları, aileleri eylemlerinden vazgeçirmek için her yolu denedi. Diyarbakır anneleri, evlerine giderken veya çarşıda dolaşırken tehditlere maruz kaldı.

Ailelerin yıllardır sesini bile duyamadıkları çocuklarının örgüte müzahir yayın organlarında yer alan röportajlarında, oturma eyleminin sonlandırılması istendi. Örgütten kaçarak ailesine kavuşanlar, baskı ve silah zoruyla kendilerine metinler okutulduğunu aktardı.

Aileler, yaşadıkları zor sürece rağmen eylemlerine kararlılıkla devam etti.

Annelerin eylemi sınırları aştı

Diyarbakır annelerinin, çocuklarını terör örgütüne kaptıran bütün annelere yaptığı çağrı Türkiye'nin dört bir yanında ve Almanya'nın başkenti Berlin'de karşılık buldu.

Berlin'de yaşayan ve terör örgütü PKK yandaşlarınca kaçırılan Nilüfer T'nin annesi Maide T, 12 Kasım 2019'dan beri haber alamadığı kızını bulmak için 29 Şubat 2020'de terör örgütüne müzahir bir derneğin önünde oturma eylemi başlattı.

Anne Maide T, daha sonra Alman yetkililerinin duyarsızlığı nedeniyle Başbakanlık binası önünde eylemini sürdürdü.

Ülke içerisinde de yayılan "evladımı istiyorum" çığlığı, İzmir, Van, Hakkari, Şırnak ve Muş'tan da yükselmeye başladı.

İkna çalışmaları sayesinde örgütten kaçıyorlar

Güvenlik güçleri, yurt içi ve dışında düzenledikleri başarılı operasyonlarla terör örgütüne ağır darbe vururken, kaçırılan ya da kandırılarak dağa götürülen çocuk ve gençleri kurtarmak için ikna çalışması yürütüyor. Diyarbakır'daki evlat nöbetini gören çocuklar ve gençler, terör örgütü PKK'dan kaçıyor.

Toplumun tüm kesimlerinden destek

Sıcak yuvalarından terör örgütü tarafından koparılan çocuklarına kavuşmaktan başka isteği olmayan ailelerin sesini tüm Türkiye duydu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bakanlar, aileleri eylem yaptıkları çadırda ziyaret etti, sonuna kadar ailelerin yanında oldukları mesajını verdi.

Diyarbakır annelerini siyasetçi, sanatçı, gazeteci, yazar, sporcu, sivil toplum kuruluşu temsilcisi, kanaat önderi, din adamı, şehit ailesi, gazi, esnaf, muhtar, öğretmen ve gurbetçiler olmak üzere toplumun her kesiminden binlerce kişi ziyaret etti.

Avrupa'dan da destek geldi

Avrupa Parlamentosu üyesi Tomas Zdechovsky 7 Kasım 2019'da, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Denetim Komisyonu Türkiye eş raportörleri Jakob Wienen ve Yoomi Renström 3 Ekim 2019'da, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Andrii Sybiha, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Dominick John Chilcott ve Hindistan'ın Ankara Büyükelçisi Sanjay Bhattacharyya'nın da yer aldığı 9 ülkenin büyükelçisinin bulunduğu heyet 8 Aralık 2019'da ziyaret etti. Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, İsviçre ve Avusturya'dan gelen gurbetçiler de annelerle görüştü.

"O hain HDP ve PKK benim evladımı elimden aldı"

Hakkari'den 16 yaşında dağa kaçırılan oğlu Rojhat için eyleme katılan anne Necibe Çifçi, AA muhabirine, HDP İl Başkanlığı binası önünde başlattığı eylemdeki tek gayesinin evladı olduğunu söyledi.

"1000 gündür evlat nöbetindeyiz, 1000 yıl da geçse evlat nöbetini terk etmeyeceğiz." diyen Çifçi, eylemi sonuna kadar sürdüreceklerini belirtti.

Evladını istediğini dile getiren Çifçi, "Yeter artık o kirli ellerini bizim üstümüzden çeksinler. Oğlumu bana versinler. Oğlumu 9 ay karnımda taşıdım, doğurdum, büyüttüm, 16 yaşına getirdim. O hain HDP ve PKK evladımı elimden aldı. Biz 1000 gündür burada mücadele ediyoruz. Mücadelemize devam edeceğiz." dedi.

Çifçi, oğluna güvenlik güçlerine teslim olması çağrısında bulundu.

"Kim eylemden vazgeçeceğimizi sanıyorsa hayal görüyor"

Oğlu Ramazan için nöbet tutan anne Mevlüde Üçdağ da 8 yıldır evladından ayrı olduğu için dünyanın kendisi için bir zindana dönüştüğünü anlattı.

Hiç kimsenin kendilerine evlat acısı yaşatmaya hakkının olmadığını vurgulayan Üçdağ, ilk göz ağrısı olan oğlunu özlediğini dile getirdi.

Evladının kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tuttuğunu ifade eden Üçdağ, şöyle konuştu:

"Kim eylemden vazgeçeceğimizi sanıyorsa hayal görüyor. Evladımın kokusunu, varlığını, terini bile özledim. Mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz. 1000 gün değil, 1000 yıl da olsa mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. Evladımı HDP'den istiyorum. Oğlum güvenlik güçlerimizi görürsen teslim ol. Orası ölüm yeridir ölümü hiçbir gence yakıştıramıyorum."

Eylemi başlattıkları ilk günden bu yana tüm Türkiye'nin kendilerini yalnız bırakmadığını ve yalnız olmadıklarını bildiklerini belirten Üçdağ, tüm Türkiye'nin eylemlerinin 1000. gününde yanlarında olmasını istediklerini kaydetti.

"9 yıldır PKK, HDP ciğerimi kanattı"

Kızı Zübeyde için eylem yapan anne Esmer Koç ise kızının 9 yıl önce PKK tarafından kaçırıldığını ve o günden bu yana evlat acısı çektiğini söyledi.

"Bu 9 yıldır PKK, HDP ciğerimi kanattı, bunca yıl gözyaşım hiç dinmedi." diyen Koç, kızı için eylemden vazgeçmeyeceğini aktardı.

Ömrünün sonuna kadar mücadeleye devam edeceğini bildiren Koç, "Evladımı PKK, PYD ve HDP için doğurmadım. Canımı, ciğerimi, evladımı kimseye bırakmam. Onların evladımı benden almaya, ölüme, dağa göndermeye hakkı yok. Evladımı istiyorum, onun için buradayım." ifadelerini kullandı.

"Evlat nöbeti anne ve babaların çığlığını duyurdu"

Oğlu İbrahim Halil için Gaziantep'ten gelen anne Semra Küçük, oğlunun 2014'ten beri kayıp olduğunu ve her gün gözyaşı döktüğünü bildirdi.

Küçük, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bizi sadece 1000 gündür insanlar, Türkiye, dünya biliyor ama evladımız gittiği günden beri acı çekiyoruz. Çığlıklarımızı kimse duymadı, evimizin içinde sessiz ağlıyorduk. Evlat nöbeti anne ve babaların çığlığını duyurdu. Herkes bizi duydu. Bu çığlığımıza sadece HDP ve PKK kulak tıkıyor, duymak istemiyor."

"Evladımızı doğru adresten istiyoruz"

Kızı Aysun için eylem yapan anne Aydan Arslan, yaptıkları eylemle canlarından bir parça olan evlatlarını istediklerini aktardı.

Çocuğunu HDP'den istediğini, kızının HDP'nin aracılığıyla götürüldüğünü kaydeden Arslan, "Evladımızı doğru adresten istiyoruz. Mücadelemizde sonuna kadar kararlıyız. Bu can bu bedende olduğu sürece evladımızdan vazgeçmeyeceğiz. Gel devletimize teslim ol. Cumhurbaşkanımız, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bizim arkamızda." diye konuştu.

"Bütün Türkiye'nin evlatları için buradayız"

Oğlu Özkan için eylem yapan baba Süleyman Aydın da evladı için yürüttüğü mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğini, yaz, kış, yağmur, salgın demeden evlat mücadelesi verdiğini ifade etti.

Aydın, "Bütün Türkiye'nin evlatları için buradayız. Burada hem vatan hem de evlat nöbeti tutuyoruz. PKK'ya katılım sıfıra indi. Bu emeğimiz boşa gitmedi. Allah devletimize zeval vermesin. Bu mücadelemizde 35 evladımızı kurtardılar." dedi.

Türkiye'nin dört bir yanından destek gördüklerini anlatan Aydın, bu desteğin devam etmesini dilediğini sözlerine ekledi.

Hollanda'da Diyarbakır annelerinin evlat nöbetinin 1000. günü değerlendirildi

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından Hollanda'nın Lahey kentinde, dağa kaçırılan evlatlarına kavuşmak için Diyarbakır annelerinin HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde başlattığı oturma eylemini konu alan uluslararası panel düzenlendi.

Selman Aksünger   |28.05.2022
Hollanda'da Diyarbakır annelerinin evlat nöbetinin 1000. günü değerlendirildiFotoğraf: Selman Aksünger/AA
   Lahey
"PKK'nın Çocukları Kaçırmasına Karşı Toplumsal Protesto: PKK Karşısında Diyarbakır Anneleri" paneline, çok sayıda yabancı konuşmacı, sivil toplum kuruluşu üyesi ve dinleyici katıldı.

Paneli yöneten İstanbul Medipol Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Alptekin, Diyarbakır annelerinin oturma eyleminin bugün 1000. gününe girdiğini, çocukları dağa kaçırılan annelerin HDP'yi sorumlu tuttuğunu belirterek, "3 Eylül 2019'da başlayan oturma eylemi toplumsal bir eyleme dönüştü." dedi.

"YPG/PKK gösterilmeye çalışıldığı gibi demokratik değil"

Panelin konuşmacılarından Hollandalı gazeteci Rena Netjes, terör örgütü YPG/PKK'nın bölge halkına uyguladığı baskı ve insan hakları ihlallerini anlattı.

Netjes, YPG/PKK'nın Esed rejimiyle anlaşarak bölgeyi kontrol altına almaya çalıştığına değinerek, Deyrizor, Rakka, Haseke ve Kamışlı'da yaşayan Kürtlerle yaptığı konuşmalardan anekdotlar paylaştı.

Hollandalı gazeteci, Suriye'nin kuzeyinde yaşayanların YPG/PKK aleyhine konuşmaktan çekindiğini, kaçırılarak terör eylemlerine zorlanan çocukların aileleriyle iletişiminin yasaklandığını, bölgedeki meslektaşlarının da benzer problemler yaşadığını aktardı.

AB yardımlarının, YPG/PKK'nın eline geçmesinin büyük bir hata olacağına işaret eden Netjes, "YPG/PKK gösterilmeye çalışıldığı gibi demokratik değil." dedi.

Netjes, ABD ve Fransa'nın terör örgütüne çok ciddi destek verdiğini de sözlerine ekledi.

"Batı, PKK'nın Kürtleri temsil etmediğini anlamalı"

İtalyan akademisyen ve yazar Valeria Giannotta da YPG/PKK'nın Avrupa ülkelerinden aldığı desteğe değinerek, PKK'nın İtalya ve Hollanda'daki varlığına dikkati çekti.

AB ve BM'nin, PKK'yı resmen terör örgütü kabul etmesine rağmen örgüte destek verilmesini sorgulayan Giannotta, YPG/PKK'nın özellikle Avrupa'daki sol örgütler tarafından iyi gösterilmeye çalışıldığını anlattı.

PKK'nın Türkiye'deki Kürtleri temsil etmediğini vurgulayan Giannotta, Kürtlere en fazla zararın bu örgütten geldiğini ve Batı'nın bunu anlaması gerektiğini ifade etti.

"Terör kamplarına giden bir istasyon gibi"

Konuşmasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Diyarbakır annelerinin cesaretini dile getirdiği ifadeleri alıntılayarak başlayan uluslararası ilişkiler uzmanı ve gazeteci Klaus Jürgens, PYD, YPG ve PKK'nın sadece farklı isimler kullanan aynı terör örgütü olduğuna dikkati çekti.

Jürgens, "Bu örgütün gerçek yüzü saklanıyor ve demokratik bir yönetim gibi gösteriliyor." diye konuştu.

Diyarbakır annelerinin eylem için HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binasının önünü seçmesinin çok anlamlı olduğunu dile getiren Jürgens, "Bu anneler neler olup bittiğinin farkında. HDP il binası, terör kamplarına giden bir durak, bir istasyon gibi kullanılıyor." değerlendirmesinde bulundu.

YPG ve PKK arasındaki ilişkiye değinen Jürgens, bu örgütlerin isimlerindeki "demokratik" ve buna benzer ifadelerin bilinçli olarak kullanıldığını, bunlarla gerçeğin üzerinin örtülmesinin amaçlandığını aktardı.

Batı medyasının YPG/PKK haberlerinde olumsuz yönleri göz ardı ettiğine vurgu yapan Jürgens, "Batı medyası durumun farkına varacak araştırmalar yapacak mı emin değilim." ifadesini kullandı.

"Diyarbakır anneleri, PKK çocuklarını verene kadar bekleyecek"

Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Abdullah Erboğa da Diyarbakır anneleri üzerine yaptığı araştırmanın sonuçlarını paylaştı.

PKK'nın okul önünden kaçırdığı 9 yaşındaki çocuğun ailesiyle yaptığı görüşmeyi anlatan Erboğa, "Diyarbakır anneleri, PKK çocuklarını verene kadar HDP binasının önünden ayrılmayı düşünmüyor." dedi.

"Annelerin cesur mücadelesine ışık tutmak amacıyla düzenlendi"

Panelden sonra Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkan Yardımcısı Çağatay Özdemir, Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli, konuşmacılar ve basın mensuplarının katılımıyla yuvarlak masa toplantısı düzenlendi.

Hollanda'daki sivil toplum kuruluşlarının başkanları ve Hollanda Türk toplumunun temsilcileriyle de bir araya gelen Özdemir, "Bu etkinlik, PKK terör örgütünden gelen sayısız tehdide rağmen 1000 gün boyunca protestolarını sürdüren annelerin cesur mücadelesine ışık tutmak amacıyla düzenlendi." diye konuştu.

Değerlendirme toplantısında konuşan Dişli ise Lahey'in uluslararası mahkeme ve kurumlara ev sahipliği yaptığına dikkati çekerek, YPG/PKK'nın işlediği suçları Lahey'de konuşuyor olmanın önemini vurguladı.

Dişli, Hollanda parlamentosunu ve sivil toplum kuruluşlarını, Diyarbakır annelerinin oturma eyleminin 1000. günüyle ilgili bilgilendirdiklerini dile getirdi.

Diyarbakır annelerinin evlat nöbetinin 1000. günü

Dağa kaçırılan evlatlarına kavuşmak için anneler tarafından 3 Eylül 2019'da HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde başlatılan eylemlerde bugün 1000. güne girildi.

Birçok il ile yurt dışına yayılan eylemler sayesinde 35 aile evladına kavuştu.

Ülke içerisinde yayılan "evladımı istiyorum" çığlığı, İzmir, Van, Hakkari, Şırnak ve Muş'tan da yükselmeye başladı.

Annelerin eylemi sınırları aştı

Diyarbakır annelerinin, çocuklarını terör örgütüne kaptıran bütün annelere yaptığı çağrı Türkiye'nin dört bir yanında ve Almanya'nın başkenti Berlin'de karşılık buldu.

Berlin'de yaşayan ve terör örgütü PKK yandaşlarınca kaçırılan Nilüfer T'nin annesi Maide T, 12 Kasım 2019'dan beri haber alamadığı kızını bulmak için 29 Şubat 2020'de terör örgütüne müzahir bir derneğin önünde oturma eylemi başlattı.

Anne Maide T, daha sonra Alman yetkililerinin duyarsızlığı nedeniyle başbakanlık binası önünde eylemini sürdürdü.


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum